Mart ayı sanayi üretim rakamları bugün açıklandı.
Buna göre, Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi Şubat ayına
göre, %0,9 azaldı, bir önceki yılın
aynı ayına göre ise artış % 1,4 olarak
gerçekleşti ve %3,3 beklentisinin çok gerisinde kaldı. Sanayinin alt
sektörlerini incelendiğimizde ise, 2013 yılı Mart ayında bir önceki yılın aynı
ayına göre madencilik ve taşocakçılığı sektörü, %2,6, elektrik, gaz, buhar ve
iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü %4,0 azaldı. İmalat sanayi sektörü
endeksi ise %2,5 artmış durumda. Yıllık
Büyüme Hedefinin % 4 olarak öngörüldüğü 2013 senesinde, ilk çeyrek sanayi
üretimi rakamları, büyümede, pedalın frende kaldığına işaret etmekte.
Aslına
bakarsanız, 30 Nisan’da açıklanan Mart ayı dış ticaret rakamları, sanayi
üretiminin durgunlaştığının habercisi gibiydi. Hatırlarsanız, Mart ayında
ihracat %0,3, ithalat %0,6 azalmış,
Ocak – Mart Dönemi Dış Ticaret açığı ise, 21,684 milyar $’a ulaşarak, geçen dönemin ilk çeyreğine göre, %
5,1 artış göstermişti. İhracat rakamları, ilk çeyrek de 2012’nin son
çeyreğine kıyasla yüzde 0,3 artarken, ithalatta artış yüzde 9,5’lere yükseldi. Yatırım
mallarının ilk üç aylık seyrini incelediğimizde ise, artış sadece % 0,6
seviyelerinde gerçekleşmiş. Tüketim malı ithalatı ise, % 12,1 artmış
durumda. Özellikle tüketici
kredilerinde ki artışın % 30’u aşması, Dış talebin ilk üç ay pozitif katkısının
sıfıra yakın gerçekleşmesi, sanayi üretiminin ilk çeyrek % 1,4 artmasına neden
oldu.
Sonuç olarak,
ilk üç ay, büyümede dış talep katkısını pek göremedik, Banka Kredileri 854
milyar TL'ye ulaştı. Mevduat da tasarruflar çekilmeye devam ediyor. 849 milyar
TL oldu. Kredi / Mevduat Oranı 100,5. Parasal genişleme devam ettiği sürece
Türk Bono,Tahvillerine ilgi artarak sürecek. Bu durumda gösterge tahvil 4,8'leri tekrar görebilir,
hatta Merkez Bankasının olası faiz indirimi, tahvil faizini daha da
indirebilir. Ancak, Doğrudan Yabancı Yatırımların portföy girişleri kadar
artmadığı ve Dış talep katkısının azaldığı
bir ekonomide cari işlemler dengesi, işsizlik, büyümenin risk
oluşturmaya devam edeceğini bir kez daha belirtmekte fayda var.
Dr.
İsmet DEMİRKOL