Merkez
Bankası, 2013 yılı ilk çeyrek cari işlemler dengesi rakamları bugün açıklandı.
Buna göre, Ocak - Mart döneminde cari
işlemler dengesi, 15,9 milyar dolar açık vererek yıllık bazda 47,1 milyar $’a
yükseldi. Doğrudan Yabancı yatırımlar da, 1,355 milyar dolar, portföy
yatırımlarında ise, 8,755 milyar dolar giriş söz konusu. Son üç aylık sermaye
girişlerini incelediğimizde, doğrudan yabancı yatırımları hesaba katmadığımızı
varsayarsak, 25 milyar doları aşan parasal sermaye girişi olmuş durumda. Yukarı
da ki veriler bize cari işlemler açığının, artan kredi hacmi ve parasal
genişleme neticesiyle çok rahat finanse edildiğini göstermekte. Çok kaba bir
hesap ile Türkiye, 2013 senesini % 7 civarında cari işlemler açığı ile
kapatacak gibi. Geçmişte, % 10 seviyelerinde ki cari açığı finanse eden Türkiye, 2013 senesinde ki yüksek açığı
muhtemelen ilk çeyrek de olduğu gibi yılın geri kalan aylarında parasal
genişleme çerçevesinde ki sermaye girişleri ile finanse edecek görülüyor.
Ancak, Doğrudan yatırımların ilk çeyrek
de son derece düşük kaldığı, hatta 2012 senesi ilk üç ayına göre 900 milyon $
gerilediği düşünüldüğünde ( 2012 senesi Ocak
- Mart Dönemi Doğrudan Yabancı Yatırımlar 2,275 milyar $ seviyesindeydi
) cari açık da ki en önemli riskin, finansman kalitesinde olduğu, çok açık
karşımıza çıkmakta. 2002 yılında 65 milyar $ olan özel sektör dış borcunun,
2012 yıl sonunda 226 milyar $’a yükselmesi, Banka dış borçlarının ise, 11
milyar $’dan 84 milyar $’a ulaşması, Cari
Açık/ GSYH oranında ki yükselmenin özel sektör dış borç riskini
arttırdığını dip not olarak belirtmekte fayda var. Dolayısı ile, cari açığın
sadece portföy girişi ile finansmanının, orta ve uzun vadede iç talebe dayalı
büyümenin de etkisi ile, hala önemli bir risk teşkil ettiğini unutmamak
gerekiyor.
Dr. İsmet DEMİRKOL