FED, Erken Seçim, G-20 Zirvesi

Piyasalar, haftabaşı Kara pazartesi ile uyandı uyanmasına ama, risk şimdilik ötelenmiş gözüküyor. Çin Merkez Bankası faizleri % 4,6’ya çekerek hem Fed’in hem gelişen piyasaların hem emtiaların önünü bir miktar açtı diyebiliriz. Ancak, bana göre esas risk sonbaharda FED faiz artırmaz ise olacak gibi gözüküyor. Piyasalar için FED’in faiz artırımı hoş karşılanmıyor ancak dikkat ederseniz son 5 yılda gelişen piyasalara giren 2 trilyon $ son bir senede 1 trilyon $’a gerileyerek ana vatanına yani ABD’ye döndü. Şimdi şu soru aklımıza geliyor. Eğer ki FED faizleri 2016’ya ertelerse ne olur ? Cevabı aslında çok basit, yaz lastiği ile kış ayında kar yağana kadar arabayı sürebilme cesareti gösterebiliriz. Ama kar yağınca o araba gitmez. Dolayısı ile 2016 küresel borsalarda balonu geliştirebilir yükselişler görülebilir ama kalıcı olmaz. İçeride ise malum erken seçime girmiş bulunuyoruz. Erken seçim sonrası tablo yine aynı çıkacak gibi bir beklenti hakim . Tek başına bir iktidar hükümeti çıksa bile, kısa vadeli borç cari açığı da eklediğimizde 220 milyar $’a ulaşmış durumda. Aynı zamanda erken seçim takvimi sırasında, kredi derecelendirme kuruluşlarının not değerlendirmeleri de açıklanacak ayrıca Kasım 16-17’de Antalyada G-20 zirvesi düzenlenecek. Anlayacağınız bizim gündemimiz erken seçime odaklanmışken, G-20 zirvesi ikinci planda gözüküyor gibi. FED’in faiz kararını ise hala fiyatlamıyor ve gündemimize de almıyoruz.


Dr. İsmet DEMİRKOL
Ekonomist 

Dolar endeksindeki yükseliş, FED'in 2015 faiz artışını fiyatlıyor

Küresel ekonomi dersleri Amerikadaki Mortgage krizi sonrası yeniden yazılmaya ve anlatılmaya başladı. Parasal genişleme borsalar ve gelişen piyasalar için adeta can suyu görevini üstlenirken, faiz artırım kararı nedense hep ötelenmek isteniyor. Peki sizce FED, faizleri mümkün olduğunca uzunca bir süre düşük tutmaya devam etse ne olur. Cevabı aslında çok basit. Piyasalar riski öteledikçe daha büyük bir tsunaminin dalgaları geciktirmiş oluyor. Bugün Amerika ve İngiltere dışında büyüme potansiyeline girmiş olan ülke henüz yok. ABD ekonomisinde çekirden enflasyon nisan ayında 0,3 artış gösterdi. Nisan ayı tarım dışı istihdam 223 bine yükseldi. İlk çeyreğin olumsuz verileri yavaş yavaş kapanıyor. İşsizliğin 5,4’e gerilediği enflasyonda yılsonu % 2 hedeifine kademe kademe yaklaşılacağı ABD ekonomik verilerine göre netleşmesine rağmen, FED faiz artırımını ne kadar uzun süre ertelerse, en büyük riski görecek olan yine gelişen piyasalar ve ardından ABD olacaktır. FED bunu gördüğü için şu ana kadar algıyı çok iyi yönetti. Dolar endeksinin yükseldiği bir ortamda FED artık güvercin mesaj vermekten imtina edebilir.

 Dr. İsmet DEMİRKOL
Ekonomist
https://twitter.com/drismetdemirkol
http://bigyatirim.blogspot.com/

17-18 Mart FOMC sonrası, Yellen’ın sabır kelimesini kaldırdıktan sonra, sabırsız olmayabiliriz mesajı sonrası risk iştahı tekrar yükselmeye başladı.

Her ne kadar Haziran da faiz artırımı masada olmasına rağmen, Dolar endeksinde hafif de olsa gerileme dün devam etti. Parite ise 1,06 seviyelerine yükseldi. Ancak unutulmaması gereken bir husus var ki o da piyasaya Yellen’in “sabır” kelimesini kaldırarak takvim ortaya koymadan sadece verilere odaklanacağız mesaj aslında faiz artırımının habercisi olup hem risk iştahının arttığı aynı zamanda volitalitenin çok değişkenlik göstereceği bir döneme girdiğimizin habercisidir.
Haziran 2015 faiz artırımı için hala masada durmaktadır. En geç Eylül 2015 de FED faiz artırımı için start verebilir.

Dr. İsmet DEMİRKOL
Ekonomist 

Yunanistan için 4 aylık süre uzatımı yeterli olacak mı ?

Makro verilere göz atarsak, Kişi Başı GSYH 18146$ 10 Yıllık:%9,92 GSYH Yıllık:%1,7 Cari Açık:%0,7 Bütçe Açığı:-%12,2 Faiz:0,05 TÜFE: -%2,8 İşsizlik:%26 ve son olarak dış borç toplamı 320 milyar €. Yunanistan Syriza ile yeni bir ekonomi programı uygulayacak mı ? Süre uzatı mı ne kadar katkı sağlayacak ? veya ne sağlayacak hep birlikte göreceğiz. Fakat açık olan birşey varki, o da paritenin 1,13leri test etmesi 4 aylık süre uzatımının krizin ertelenmesinden başka bir çözüm getirmeyeceği . Mart ayında Draghinin varlık alımları aylık 60 milyar € ile başlıyor. Kriz 4 ay erteleniyor. Varlık alımlarının polizitif etkisi bana göre başlamadan bitti. Parite yılsonu 0,80’leri test ederse kimse şaşırmasın. Bu arada İspanyada Paulo İglesias İspanyada güç kazanmaya devam ediyor. Yunanistandeki değişim İspanyayı da etkisi altıma alırsa Portekiz İtalya peşine takılır mı , 2015 de hep birlikte göreceğiz.

Dr. İsmet DEMİRKOL
Ekonomist 

Petrol Fiyatlarında ki yükseliş Küresel Ekonomi için Tehdit mi Fırsat mı ?

Hafta içinde Avrupadan gelen Yunanistan ile görüşmelerdeki olumlu seyir ve Almanya ile Yunanistan arasında anlaşma zemininin pozitif süreçde ilermesine Rusyadan gelen Ukrayna ateşkesi de eklenince küresel piyasalarda olumlu rüzgarlar esmeye başladı. Her ne kadar piyasalar için özellikle Gelişen piyasalar için FED’in olası faiz artırım kararı önemli bir gündem maddesi olarak risk teşkik etmesine rağmen, yukarıda sözünü ettiğim üç olumlu gelişme Doların hafif de olsa gerilemesine, küresel borsalar da ise yükselişlerin önünün açılmasına katkı sağlamış durumda. Bugün açıklanan Almanya 2014 son çeyrek büyümesinin de 0,7 olarak gerçekleşmesi ve yıllık bazda 1,6’lık büyüme DAX endeksinin yükselişinin sürmesine Euro’nun değer kazanmasına neden oldu. Fakat unutulan, belki de hala fiyatlanmayan daha büyük bir riskin farkında değiliz. Düne kadar 45 $’a kadar gerileyen Petrol fiyatları bugün 60 $ seviyesini zorluyor. 2015 Küresel ekonomi de sadece ABD’nin büyeyeceği bir dünya ekonomisinde yükselişe geçen petrol fiyatları, ithalatçı ülkeler açısından enerji maliyetlerinin yükselmesine neden olacağı gibi, henüz ekonomik toparlanma sürecinde olmayan Euro bölgesi için büyük bir risk teşkil etmeye başlıyor. Bu durumda büyüme için çok tezat bir durum karşımıza çıkıyor. KÜresel Büyümenin sanayileşmenin itici gücü Petrol fiyatlarının yükselişinden geçiyor ancak şu anki konjonktür ABD dışında büyümenin giderek zayıfladığı bir Dünya için 60 $’a yükselen Brent Petrolün yükselişi Küresel Ekonomiyi tehdit etmeye başlıyor. 

Dr. İsmet DEMİRKOL
Ekonomist 

AYLIK 60 MİLYAR € YENİ VARLIK ALIMI EURO BÖLGESİNİ KURTARIR MI ?

Avrupa Merkez Bankası başkanı Draghinin, dün açıkladığı yeni parasal genişlemenin yankıları sürerken, 2016 yılı Eylül sonuna kadar sürecek, aylık 60 milyar € varlık alımlarının yeterli olup olmayacağını iki parametre berlirleyecek. Bu iki veri ise, istihdam ve enflasyon olarak karşımıza çıkıyor. Euro Bölgesini incelediğimizde, kişi başı gelirin 31 807 $, 10 yıllık tahvillerin % 0,1, yıllık büyümenin % 0,8, cari açığın -%2,4, yıllık TÜFE’nin -%0,2, işsizlik oranının ise % 11,5 olduğu bir ekonomiden bahsediyoruz. Küresel Finans krizi sonrası, ABD ile başlayan parasal genişleme sürecinde temkinli davranmayı sürdüren daha sonra geç de olsa ilk parasal genişleme sürecini başlatan Euro bölgesi bugün geldiği noktada aslında, geç başlatıp erken bitirdiği varlık alımlarının sıkıntısını yaşıyor. Özellikle Rusya-Avrupa ambargosunun ne kadar süreceği belirsizliğini korurken gerek Rusya gerekse Avrupa ülkelerinin özellikle Almanya ve Fransanın yeni varlık alımlarının başlayacağı Mart ayında ülke ekonomilerine ne derece katkı sağlayacağı belirsiz. 10 yıllık tahvillerin 0,38 civarında seyrettiği Almanya ve Fransada Draghinin yeni varlık alımlarının olumlu sürece ilerleyebilmesi için yıllık enflasyonun % 2 civarına yükselmesi şart. 2016 Eylül ayına daha uzun bir süre var, ancak Euro bölgesinde hem siyasi risk hem ekonomik risk giderek artıyor.
Dr. İsmet DEMİRKOL
Ekonomist 

https://twitter.com/drismetdemirkol
http://bigyatirim.blogspot.com/

Bir Cevap Yazın

İsmet Demirkol olarak giriş yapılmış. Çıkış?
Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>
Site İçi Arama Motoru
PARANIN ROTASI
Aracı Kurum Yorumları
paraborsanet2
Site Yazarları
Ekonomi Basını Yazarları
“PARA HAREKATI” 7. BASKI ÇIKTI

HESAPLAMALAR
Arşivler

2015 KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM




        160 milyar $’a yaklaşması beklenen sermaye çıkışlarının etkisi ile gündemden düşmeyen Rusya-Ukrayna krizi, Güneyde Ortadoğu’daki gerginlik, Batıda Avrupa’nın borç krizinin artarak devam etmesi, Asyada Japonya’nın resesyonun tekrar içine girmesi Çin de ise yüksek büyüme dönemlerinden % 7 - % 7,5 seviyelerine çekilmeyi bekleyen bir Dünya ekonomisi 2015 senesinde bizi bekliyor. Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere ise, % 3 üzerinde bir büyüme ile 2015’i güçlü şekilde bitirecek iki ülke olarak karşımıza çıkıyor 
         2014 senesinin ilk çeyreği itibari ile gündeme gelen ve 2014’ün hemen hemen tamamında siyasi ve ekonomik gündemin ilk sıralarında yer alan Rusya-Ukrayna Krizi’nin 2015’e daha ılımlı bir süreçde girmesi belki de krizin sonlanması beklenirken, durumda şu ana kadar herhangi bir iyileşme gözükmüyor. Avrupanın Rusya’ya karşı uyguladığı ekonomik ambargoya karşılık aynı şekilde Rusyanın da ekonomik ambargoya karşılık vermesi özellikle Almanya ve Fransa’yı önümüzdeki süreçde etkilemeye devam edecek gibi gözüküyor. Bugün Avrupa ekonomisinin en güçlü ekonomilerinden olan Almanya ve Fransa, Rusyaya yaptırımlar nedeni ile imalat sanayi, sanayi üretimi, ihracatda kayıplar yaşamaya devam ediyor. Enerji maliyetlerinin gerilemesi Rus ekonomisini etkilediği gibi, Fransız enerji şirketleri ve Almanya sanayi sektörü ambargo etkisi ile kayıplar yaşıyor. Dolayısı ile Rusyadaki ekonomik krizin 2 yıl süreceği beklentisi 2015’e damgasını vururken, risklerin Avrupa Ekonomisini de etkileyebileceğini unutmamak gerekiyor.
        Euro bölgesi ise, Ekim ayının son çeyreğinde Draghinin 1 trilyon €’luk yeni bir parasal genişlemeyi başlatması ile Avrupa krizinin çözüleceği beklentisini artırırken, Rusya’nın ekonomik ambargoya karşılık vermesi, Draghinin elini zora sokuyor. Parasal genişlemenin başarılı olabilmesi, herşeyden önce Rusya ile ilişkilerin düzelmesinden geçiyor.  Diğer yandan Avrupada işsizlik, ekonomik durgunluk giderek artıyor. 2015 büyüme beklentisi % 1,7 gibi son derece zayıf kalmaya devam ediyor.
Rus ekonomisi ise, 2015 büyümesi olarak % 0 büyüme beklentisi ile karşı karşıya. Bütçe gelirlerinin % 51’inden fazlasının enerji ile karşılandığı ülkede petroldeki gerileme maliye politikasını etkilemeye devam ediyor. Rublede ki değer kaybı, faizlerde % 11,70’e dayanan yükselişe rağmen 2015 de Rublenin değer kazanması ekonominin iyileşmesine bağlı olacak gibi gözüküyor. Özellikle  2 yıl boyunca ekonomik krizin etkilerinin devam etmesi sanayi ve ihracatı önemli ölçüde etkileyecek gibi gözüküyor.
Çin ekonomisi ise açık ara, 2014 de en güçlü büyüyen ekonomi yolunda ilerlemeye devam etti. 2015 de ise % 7civarında bir büyüme beklentisi hakim. Ancak Avrupa’daki krizin etkileri Çin’i 2015 de yavaşlatmaya devam edecek gibi gözüküyor.
ABD ve İngiltere Ekonomisine gelince, şüphesiz Amerikan ekonomisi 2015’e tahvil alımlarını azaltma sürecini sonlandırarak giriyor. Muhtemelen beklentiler, 2015 de faiz artırımının yapılacağı yönünde kimilerine göre ise 2016 yılına kalabilir. Ekonomik göstergeleri incelersek, enflasyonda % 2 seviyelerine henüz ulaşılmamış olmasına rağmen, 2015 de % 2 seviyesinin aşılabilme olasılığı kuvvetleniyor. İşsizlik de ise 2015 de % 5,5’e gerilemesi kuvvetle muhtemel gözüküyor. Özellikle enflasyon ve istihdamda ki iyileşme sürecinin devam etmesi, faiz oranlarının artırılmasını güçlendiriyor. Muhtemel faiz artırımının en erken Mart 2015 en geç ise Haziran 2015 sonunda olma ihtimali ise hala yüksek. Gelişen piyasalarda yüksek cari açık sorunu yaşayan ülkelerde dış finans kaynağı sıkıntısının Doların güçlenmesi ile birlikte ortaya çıkması Gelişen ekonomilerde makro ekonomik dengeleri zorlayacak gibi gözüküyor.

2015 senesinin tüm dünya insanlarına sağlık, mutluluk, huzur ve başarı getirmesi dileği ile.

Not: Bu yazı "EkoAvrasya dergisi" 2015 sayısı için hazırlanmıştır. 



Dr. İsmet DEMİRKOL
Ekonomist