Haftalardır, belki de aylardır, kulağımız sesimiz,
Bernanke ve Draghi’den duyacağımız seslere odaklanıyor. Beklentiler alınıp
satılıyor ve 2012 yılının sonuna geliniyor.
Q4’e
girmeye çok az bir süre kaldı. Ancak, görünüm hala negatif. Asıl sorun bence
Merkez Bankalarında değil. Esas sıkıntı Avrupa’da giderek artan hatta koronik
hale gelmiş olan Euro borç krizinin çözümüne yönelik olarak, üye ülke
hükümetlerinin ortak bir konsensüs içinde hareket edememesi. Draghi’nin tahvil
alımı şu an ki konjonktürde Avrupa ekonomisine sadece süre kazandırmaktan öteye
gitmez. Nedeni ise, Avrupa’da yatırım endeksi her geçen ay ivme kaybediyor,
istihdam azalıyor. Borç yükü artıyor. Üretim olmadan, siz nasıl yatırım
ortamını iyileştirirsiniz ve istihdama çare bulursunuz. Tahvil alımı borcun
vadesini uzatmaktan öteye gitmiyor. Muhtemelen, ispanya ve Yunanistan ekonomisi
2013 yılında ya havlu atacak ya da parasal genişleme adı altında zaman
kazanacak. Şunu unutmamak gerekir ki, ABD ekonomisi, Avrupa Ekonomisine hiç
benzemez. FED aldığı kararlar ile, ABD ekonomisine yön verebilir . Parasal
genişleme ekonomiye büyük fayda sağlayabilir. Nedeni ise, alınacak ekonomik
tedbirler, OBAMA hükümeti tarafından harfi harfine uygulanıyor. Draghi’nin
alacağı kararlar ise, Avrupa Birliğinin üye ülkelerinin ortak kararına bağlı
güç kazanır.
Muhtelen, 2013 yılında, Avrupa kaynaklı yeni krizler
görülebileceği kuvvetle muhtemel olmak üzere, ABD ekonomisinin hala ılımlı
büyümeyi yakalayamamış olması, Federal Rezerve’in faizleri 2015 yılına kadar
düşük tutabileceğini gösteriyor.
Sarı metal Altın’da ise, 2012 yılı başından beri
beklentim değişmedi. Ons bazında kronik kriz devam ettiği sürece, özellikle,
2012 Aralık ayından itibaren, yeni rekorlar ile 2015 yılına kadar artışını
sürdürebilir. TL / Gr için ise, 2013 yılı 100 – 120 bandını görebilir.
Dr.İsmet
DEMİRKOL