AB’ye üye olduktan sonra, Kelt kaplanı olarak anılan, düşük kurumlar vergisi ve konut sektöründeki hızlı gelişmenin katkısıyla çok uluslu şirketlerin cazibe merkezi olan İrlanda, bankacılık sektörünün içine düştüğü kriz nedeni ile, geçen hafta, AB ve IMF'den yardım talebinde bulundu. Kısa vadede 25-30 milyar euro nakit, orta vadede ise, 70 milyar euro ihtiyacı olan İrlanda’ya yapılacak IMF yardımı henüz netleşmemesine rağmen, borç ihtiyacının yüksek olması, 2010 yılının son çeyreğinde ve 2011 yılının tamamında Euro’nun değer kaybetmesine neden olacak gibi gözüküyor. Yunanistan ve İrlanda'dan sonra Avrupa kıtasında domino etkisi yaratan krizin çekim merkezine, gelecek aylarda Portekiz ve İspanyanın ve hatta Belçika ‘nın da dahil olması muhtemel. Bu beş ülkeyi analiz ettiğimizde ise, en fazla kamu borcu ve işsizlik oranına İspanya, en büyük bütçe açığına ise, Yunanistan sahip durumda.
Euro krizinin başlangıç noktası olan Yunanistan'da, borç sorunu, AB ve IMF'nin üç yılık olarak hazırladığı 110 milyar Euroluk yardım paketiyle çözülmüş gibi görünmesine rağmen, geri ödemenin hangi finans kaynağı ile yapılacağı sır perdesi olarak kalmaya devam ediyor. Yunanistan hükümeti; bütçe açığını azaltmak için uygulamaya koyduğu tasarruf önlemleri kapsamında 2010 ve 2011 yılında, emekli maaşları ve çalışanların ücretlerinde kesintiye gitti, vergileri artırdı, askeri harcamaları azalttı, Airbus uçakları da satışa çıkmış durumada. Bütçe açığı, İrlanda'ya göre düşük olmasına rağmen, kamu borcu, aratarak yükselen, Portekiz'in açığı azaltmak için tasarruf önlemlerinde, yeteri kadar esneklik göstermediği görülmekle birlikte, üçüncü çeyrek büyümesi, yüzde 0,4’ü geçemedi.
Portekiz'de, 10 yıllık tahvillerin faizi şu an yüzde 7 seviyesini geçmiş durumda. İspanya'da ise 10 yıllık tahvillerin faizi yüzde 4.91'den yüzde 5.08'e çıktı. İstihdam kaybının % 12’lere yükseldiği Portekiz’de, turizm ve tekstil sektöründe ki ivme kaybı, 2011 yılında artarak sürecek.
Portekiz gibi, İspanya'nın da son yıllarda ki hızlı büyümesine ciddi katkı sağlayan inşaat sektörü, şu an ki sorunların en temel unsuru olmuş durumda. Küresel finans krizi ile birlikte konut sektöründeki hızlı gerileme İspanya'da ekonomik krizin derinleşmesine yol açarken, işsizlik oranı yüzde 22 yükselmiş durumda.
Her iki ülkenin de borçlanma maliyetleri yükselmeye devam ediyor. Dünya Bankası'nın verilerine göre bu yıl ikinci çeyrek sonu itibariyle İspanya'nın 2.1 trilyon dolar, Portekiz'in ise 498 milyar dolar borcu var. Ancak, şu an İspanya ve Portekiz için iflas riski bulunmuyor.
IMF'nin ekim ayında açıkladığı ''Dünya Ekonomik Görünümü Raporu''na göre, satın alma paritesinde (SGP) 2008 yılında GSYH'si 336,6 milyar dolar olan Yunanistan'ın 2010 yılında, GSYH'sinin 322,5 milyar dolar olması bekleniyor. Yunanistan'ın GSYH'sinin 2008 yılındaki seviyesine 337,7 milyar dolarla 2013 yılında ulaşacağı tahmin edilmekte. İrlanda'nın GSYH'si 2008 yılında 184,9 milyar dolar iken, 2010 yılında, bu rakamın 173,6 milyar olacağı öngörülüyor. İrlandanın, iki yıl önceki seviyesine 186,7 milyar dolarla muhtemelen, 2012 yılında ulaşması beklenmekte. İspanya'nın iki yıl önceki GSYH'si 1 trilyon 397,3 milyar dolar iken, 2010 yılında bu rakamın 1 trilyon 364,4 milyar dolar olması bekleniyor. İspanya ise, GSYH’ni ancak, 2012 yılında 1 trilyon 435,5 milyar dolara yükseltebilecek .