Hatırlarsanız, geçen hafta 2012 yılı GSYH rakamları açıklanmıştı. Buna
göre, Türkiye ekonomisi son çeyrek de %
1,4, yıllık bazda % 2,2 büyüme gerçekleşmişti ve GSYH değeri 2012 yılında cari fiyatlarla %9,2’lik artışla 1 416
817 Milyon TL, sabit fiyatlarla %2,2’lik artışla 117 754 Milyon TL, dolar
cinsinden ise 786 milyar $ olmuştu.
Kişi başına gayri safi yurtiçi hasıla değeri ise 2012 yılında cari fiyatlarla 18 927 TL, ABD
doları cinsinden 10 504 Dolar olarak hesaplanmıştı. Yukarıda ki tablo,
yumuşak inişten ziyade sert inişinin önemli göstergesi olmakla birlikte, asıl
temel sorunun cari açığı küçültmek adına büyümenin frenlendiğini bir kez daha
belirtmekte fayda var. Biraz daha detaya inersek, 2012 yılında kamu harcamaları
% 2,7 artarak büyümeye % 0,4, ihracat % 17,2 artarak büyümeye % 4,1 pozitif
katkı yaptı. Özel tüketim harcamaları ise, 2012 yılında % 0,7 azalarak % 0,5
puan, özel yatırımlar ise % 4,5 azalarak GSYH’ya % 1 puan negatif katkı
yapmıştır.
Dün açıklanan şubat ayı sanayi üretimi rakamları ise,
çarkların işlemeye başladığının habercisi olarak gözümüze çarpmakta. Sanayi
Üretim Endeksi (2010=100 temel yıllı) 2013 yılı Şubat ayında bir önceki aya
göre %1,5, artıda. Sanayinin alt sektörlerini incelediğimizde,
madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi %2,2, imalat sanayi sektörü endeksi
%2,0 artarken elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü
endeksi ise %1,9 azalmış.
Yıllık bazda ise % 4,4 ve İmalat sanayi sektörün de %7,0 artış olduğu net bir şekilde görülüyor. Şubat ayında, sanayi de
kıpırdanma olduğu özellikle imalat sanayisinde ki artış ile dikkatimizi
çekiyor. Olumlu bir gelişme olması ve gelecek aylarda da imalat sanayinde
artışın sürmesi en büyük dileğimiz yalnız Şubat ayı ithalat artışının da % 9 olduğunu göz önüne aldığımızda imalat sanayi ve ihracatçımız için önemli olan hammadde
ihtiyacının hala büyük bir sıkıntı olduğunu ve ara mal ithalatının toplam
içinde ki payının % 75'e yükseldiğini dip not olarak belirtelim.
Dr. İsmet DEMİRKOL