IMF’nin Dünya Ekonomik
Görünümü (World Economic Outlook) Nisan 2013 raporu hafta içnde
yayınlandı. Buna göre, IMF 2013 ve 2014 yıllarında dünya ekonomisinin yüzde 3,2
ve yüzde 4 oranında büyüyeceğini öngörmekte. Hatırlarsanız, IMF’nin yılbaşında
yayımlanan tahminlerinde büyüme % 3,4 seviyelerindeydi. Bu durumda, 0,2 aşağı
yönlü revize etmiş durumda. Raporda, ayrıca Avrupa krizinin giderek
derinleşeceği, ABD ekonomisinin ılımlı büyümeye devam edeceği gözleniyor.
Ancak ABD büyümesinin isiihdama katkısı
ne derece başarılı olacak derseniz ben pek iyimser değilim. Çünkü düşük büyüme,
hizmet sektörüne dayalı istihdam, işsizliği arttırmaya devam edecek gibi
görünüyor.
Gelelim raporun Türkiye
kısmına, IMF, Türkiye ekonomisine ilişkin büyüme tahminlerinin 2015’e kadar
yüzde 4’ün altında kalacağını ve 2018’e kadar da yüzde 4.50 düzeyinde
gerçekleşmesini öngörmekte. Bu durumda,
IMF’nin büyüme tahminlerinin Orta Vadeli Program ile uyuşmadığını
görmekteyiz. Tasarrufların / GSYH oranına baktığımızda, 2013 için yüzde 14, yatırımlar da ise yüzde 22
civarında bir gerçekleşme öngörülmekte. Cari açığın ise, 2013 ve sonraki yıllar da artacağı bekleniyor. Beklenti, 2013’ün 58 milyar
dolar ile kapanacağı, 2018’de ise 100
milyar doları aşacağı yönünde. Bu durumda cari
açığın GSYH oranı 2012 senesinde
%-5,9 ile gerçekleştiğini göre, gelecek yıllarda bu oranının % - 8,5 – 9
aralığına yükselmesi kaçınılmaz oluyor.
Özetlersek, gelecek on yıl
için Türkiye’nin iki önemli hedefi var.
Kişi Başı GSYH’da 25 bin dolar, ve dünyanın ilk on devleti arasına girebilmek.
Ayrıca, on yıl için de yapılması hedeflenen yatırım tutarı ise, 400 milyar
dolar. Ancak, iki önemli hedefe ulaşmak
için yapmamız gereken, cari açığın nasıl finanse edileceğini belirlemek ve
büyümenin sadece iç talep ile değil, dış talep katkısı ile de gerçekleşmesini
sağlamak . 2013 ilk çeyrek büyüme rakamları yakın zamanda açıklanacak.
Muhtemelen, iç talep ağırlıklı büyümeye başlıyoruz. Nisan 2013 itibari ile tüketici kredilerinde ki artışın % 30’u
aşması, ilk üç aylık ihracatın pozitif katkı sağlamaması, cari
açığın artışa geçmesi, finansmanının ise hala doğrudan yabancı yatırımlar ile
yapılmaması önemli riskler olarak karşımıza çıkıyor. Hizmet sektörü
istihdamında artış şimdilik yavaşlamış olmasına rağmen, işsizlik de artış devam edecek gibi
görünüyor. Rapor hakkında yorum yapmak için henüz erken, ancak, şimdilik
görünüm, büyümenin düşük vites ile gideceği yönünde.