2012 yılının sona ermesine çok az bir süre kaldı. Zira,
2013 yılına ilişkin beklentiler de açıklanmaya başladı. 2013 yılında, ABD
ekonomisinin uğraşacağı en önemli konu istihdam ve mali uçurum,
Avrupa’nın; kronikleşen borç krizi,
işsizlik ve büyüme, Çin ekonomisinin; büyüme rakamları olarak sıralamak mümkün.
Türkiye ekonomisi, i2013 yılına FITCH’in not artışı ile başlıyor. İlk bakışta
son derece olumlu gözüken bu verinin, 2013 yılında dış kaynaklı krizlere karşı
ne derece güçlü duracağını hep birlikte göreceğiz. İthalata dayalı büyüyen
Türkiye ekonomisi, 2012 yılını dengeli büyüme modeli ile tamamlamak üzere, yani
ekonomimiz soğumuş durumda. Ancak, Avrupa’nın resesyona girmesi ve gelecek 5
yıl büyüme de uzun soluklu yol alamayacağını belirtmesi, Türk ihracatçısını zor
durumda bırakmaya devam ediyor. Girdi maliyetlerinin artmaya devam ettiği, çok
basit ifade ile, her 100 TL’lik yerli üretimin, 46 TL’sinin ithalat ile
karşılanabildiği bir ekonomide, FITCH ile gelen olumlu havanın devam edebilmesi
için, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının çok kısa bir süre içinde, yurt
içine giriş yapması gerekmektedir. TCMB’nin şu an ki izlediği ekonomi
politikasının son derece yerinde ve doğru bir süreç içinde yönetildiği
görülmesine rağmen, 2013 yılında dış kaynaklı krizlerin artması durumunda ki şu
an ki görünen tablo, çok parlak değil, bu durumda, Merkez Bankasının faizlerde
daha fazla indirime gitme ihtimali kalmadığı gibi, bütçe dengesi ve cari işlemler
açığında kontrolsüz artışları da görebileceğimizi dip not olarak belirtmekte
yarar var.