Sorunun cevabını vermeden önce,
bugün açıklanan Merkez Bankası’nın Eylül ayına ait ikinci dönem beklenti
anketine bir göz atalım. Merkez Bankası'nın eylül ayı ikinci dönem beklenti
anketinde, yıl sonu yıllık TÜFE beklentisi yüzde 6,80'e yükselmiş durumda.
Eylül ayının birinci dönem anketinde beklenti, yüzde 6,76 düzeyindeydi. Büyüme
beklentisi ise, 2012 yıl sonu için
yüzde 3,6'dan yüzde 3,4'e gerilemiş durumda. 2013 yılı için büyüme beklentisi
ise yüzde 4,6'dan yüzde 4,5'e gerilemiş. Esas ilgimi çeken konu ise, Dolar / TL
döviz kuru. Dolar/TL kuru beklentileri,
Eylül 2012 sonu beklentisi 1,8004'e, 2012 yıl sonu için 1,8070'e gerilerken, gelecek 12 ay sonu için beklenti
1,8256'ya yükselmiş.
2012 yıl sonu için cari açık
beklentisi, 62,83 milyar dolardan
62,24 milyar dolar seviyesine, gelecek yıl sonu yıllık cari işlemler dengesi
beklentisi ise 65,9 milyar dolardan 64,3 milyar dolara gerilemiş durumda.
Aslına bakarsanız, Türkiye’nin
2012 yılı performansı , Avrupa ülkelerine göre göreceli iyi olmakla birlikte,
Rönesans kıtasında devam eden kronik borç krizinin derinleşmesi, önümüzde ki
aylarda, ihracat – ithalat dengesini negatif yönde etkileyecek gibi görülüyor.
Merkez Bankası hafta içinde, politika faizinde üst bandı aşağıya çekmeye devam
ediyor. Buna karşılık, yatırım ortamında
biraz yavaşlama başladı. Kapasite Kullanım Oranı beklentilerin altında
geliyor. Büyüme beklentisinde ki düşüş
de bunu gösteriyor. Avrupa ve Amerika kaynaklı krizin 2013 yılında derinleşmesi,
şüphesiz, Türkiye’nin cari işlemler açığını ve büyüme rakamlarını olumsuz
etkileyebilir. Ne zaman ki, Avrupa ve Amerika Merkez Bankaları, piyasaları
fonlamak adına tahvil satın almaya başlarsa, sıcak paranın Türkiye’ye girmesi
olumlu bir gelişme olarak karşımıza çıkabilir.
Ancak, tahvil alımları ile günü
kurtarmaya çalışan Avrupa Ekonomisi, son çeyrekde, Türkiye’nin ihracat pazarını
derinden etkilemeye devam edecek gibi görülüyor. Muhtemelen, Türkiye ekonomisi
2012 yılını % 4 seviyelerine yakın bir büyüme ile kapatacak olmasına rağmen,
küresel ekonomide ki artan riskler,
2013 yılı beklentilerimizi aşağı yönlü gösteriyor.
Dr. İsmet DEMİRKOL