Yunanistan ve Fransa seçimlerinin ardından, Euro
bölgesi’nde tansiyon her geçen günü artıyor. Yunan politikacıların, Euro’dan ve
AB’den ayrılma tehdidi ne sonuç verir bilinmez ama, gerçek şu ki, Avrupanın 10
sene önce ki ekonomik gücü yakalaması son derece zor. Yunanistan’ın, Euro’dan
çıkmasının sadece Fransa’ya maliyeti 50 milyar €’yu buluyor ki, olası ayrılığın
gerçekleşmesi, değil, Fransa’yı, Almanya’nın ekonomik gücünü ve Euro para
biriminin değerini daha aşağılara çekebilir. Merkez bankaları, her türlü
senaryoya karşı hazırlıklarını sürdürmekle birlikte, sarı metale olan talep,
önümüzde ki günlerde yeniden artışa geçebilir.
Şüphesiz, Altın son 10 yıldır, değerini süratle
arttırarak, risk iştahının da etkisi ile 2011 yılı Ağustos ayının ortalarında
onsu, 1940 $ ile rekor kırmış, ve şu an 1550 $ seviyelerine gerilemiştir.
Altının, son günlerde ki düşüşünün en önemli nedeni, sarı metale
olan güvensizlik değil, tam aksine, gerek borsalarda ki değer kayıplarının
gerekse, dövizli borçların ödenebilmesi için nakit ihtiyacının sarı metal ile
karşılanması nedeniyledir. Özellikle, TL / Gr fiyatının 90 – 91 seviyelerine
inmesi, uzun vadeli yatırım için alım fırsatı yaratmakla birlikte, bir ihtimal,
88-89 sevilerini görmesi muhtemel olmak
ile birlikte, 2012 yılı sonunda, Avrupa kaynaklı sıkıntıların artarak devam
edeceği bir ortamda, Avrupa Merkez bankasının, parasal genişleme politikasına
geçebileceğini, ve Hindistan ile Çin’in sarı metal talebini önümüzde ki
aylarda arttırabileceğini dip not
olarak belirtmek de yarar var.
Dr. İsmet DEMİRKOL