Merkez Bankasının temmuz ayı ikinci dönem beklenti anketi bugün ( 21 Temmuz 2011 ) açıklandı. Buna göre, 2011 yıl sonu cari açık beklentisi, 66 milyar dolardan 68 milyar dolara yükseldi. Yıl sonu enflasyon beklentisi ise, yüzde 7,25’den 7,33’e çıktı. Beklenti anketinde, en dikkatimi çeken veri ise 66 milyar dolardan, 68 milyar dolara yükselen cari açık . Büyüme rakamlarını incelediğimizde, beklenti yüzde 6,1’e çıkmış durumda. 2012’de ise büyüme oranı 4,9 olarak bekleniyor. IMF ise, 2012 büyümesini Türkiye için yüzde 2,5 olarak öngörmüş durumda. Döviz cephesine baktığımızda ise, yıl sonu dolar beklentisi, 1,60 liradan, 1,64 liraya yükselmiş durumda.
Önümüzde ki son çeyrek, gerek Türkiye ekonomisi, gerekse Avrupa ve Amerika için büyük önem arz etmekte. Rönesans kıtası için şu an ki görüntü, bana göre, krizi ötelemekten başka bir ifade göstermiyor. Her ne kadar Euro, 2,37’leri görse bile, sonbaharda, Avrupa ülkelerinin yüklü borç geri ödemelerinde, kurun nereye doğru gideceğini hepimiz göreceğiz. IMF, Dünya Bankası, kredi değerlendirme kuruluşları, Avrupa bölgesi için kapsamlı bir yol haritasının olması gerektiğini her demeçlerinde söylemesine rağmen, alınan kararlar yeterli değil. Sadece, İtalya’nın 2011 yılının son çeyreğinde 350 milyar Euro borç geri ödemesi yapacağı düşünüldüğünde, bugün Yunanistan, Portekiz ve İrlanda için geçerli olan kurtarma paketinin yılın son çeyreğinde, İtalya ve İspanyayı da içine alabileceğini unutmamak gerek. Böyle bir durumda, ithalata dayalı büyüyen Türkiye ekonomisinin, ihracatının yaklaşık olarak % 60’ını, ithalatının ise yüzde 40’ını Avrupa ile gerçekleştirdiği bir ortamda, son çeyrek de 70 milyar dolara ulaşmasını beklediğim cari açık rakamları üzerinde büyük baskı yaratabileceğini de hatırlatmak da yarar var.
Dr. İsmet DEMİRKOL